Kaç yaşında olduğunu bilmeseydin, kaç yaşında olurdun? Satchel Paige
Böyle sorular var hayatta karşına çıkmış/çıkacak olan. Beyninin hücreleri yanarken burnuna gelen kokuyu da alıyorsun, altıncı boyutta hissediyorsun, yorgunluğunu. Evet yani, yorgunsun. Sürekli, daima, her an, her dakika, ebediyyen yorgunsun. 20 yaşındasın ama yorgunsun, 30 yaşındasın ama yorgunsun, 60 yaşındasın ve çok yorgunsun! Bu, böyle sürüp gidecek. Senin kendi bedenini bir hamakta unutmuş gibi varolduğun yerde gezdirmen, hiç bitmeyecek.
Bu soru ile;
Öncelikle, kafanda belirlediğin kalıplardan saniye süresince çıkıyorsun. Bir saniyeliğine kendini boşlukta bırakıp, sonbahar yaprağının dalından, yere düşene kadar geçirdiği tüm aşamaları hissediyorsun. Az önce seni sımsıkı tutmuş koca ağaç dalı, sen arkanı döner dönmez bir rüzgarı bahane edip, sallıyor seni boşluğa. Çatırdayan gövden de düştüğün anda kırılan kemiklerinden! Sonra sarsılıp kendine geliyor, tüm yaşamınca seni tutanları sorgulayıp, yargılamaya başlıyorsun. Üzgün, mahçup, yaralı ama beyninin içinde dolaşan soyut bir ‘bilinç’ sisteminin farkına vararak kaldığın yerden devam ediyorsun yaşamana.
Kaç yaşında olduğunu bir an için unutuyorsun. Kaç yaşındaydın ya sen? Ben kaç yaşındayım? Unuttum! Unuttuk!
Peki şimdi birisi sorarsa ne diyeceğiz? Bize yaşımızın kaç olduğunu sorarlarsa ne söyleyeceğiz? Kaç yaşında olmak seni en çok mutlu edecekse onu söylersin diyor içimden bir ses. Ama şimdi tam teslim olamam ben bu sese, türlü zamanlarda beni türlü gaflete düşürmek için kötü kötü konuşuyor. Ya şimdi de yanıltacak ve uytandıracaksa?
Ne yapacağız?
Kaç yaşındayız?
Hepimizin yaşı aynı mı? Paralel evrende billboardlarda yazılı mı? Nerden bakıp araştıracağız? Kime başvuracağız?
Dur dur panik yapma!
Şimdi iki adet yaş var insanlık üzerinde. 30’dan önce ve ≤30’dan sonra. İnsan bedenine bakılarak karar veriliyor ona da. Aslında gerçekten sen 30’u geçmişsen ise ama bedenin senden geri geliyorsa ≥30’dan önce oluyorsun.
Bir aşamayı atlattık.
Bedenin yaşını yaklaşık olarak hesaplayabildik. Ya bu bedeni harekete geçiren şey, ‘ruh’ yaşın ne olacak? Ona ne diyeceğiz?
…
Haydi yine ben cevap vereyim!
Ruh, hiçbir zaman yaş alıp, vermez. Hiçbir ruhun doğduğu gün olmaz, hiçbir ruh, pasta üstü mumlar ile mutlu olmaz. Ruhuna adayacağın her yaş seni yanıltır. İçini karartır, kalbini daraltır. İşte o yüzden ruh, yaşını bilmez, sormaz, merak etmez. Kendine bir yaş seçmez, içinde durduğu bedene herhangi bir yaşı ithaf etmez. Hepimiz aynı yaştayız yani. Bedenimizi yürüten ruhların yaşı aynı. Sen kendini topla, yorgunluğu, yaşlılığı, mutsuzluğu, halsizliği üzerinden güzel bir kaşıkla.
Biri sana üstteki soruyu sorarsa da, cevap vermene gerek yok! İçin ferah olsun ki ruhunun bir yaşı yok, o yüzden yaşı kaç zaten bilmiyorsun. !
zuhal akyol
Tüm yazılarınızı hayranlıkla okuyorum, zaman buldukça.
Hepsini çok anlamlı, duygulu ve eğitici buluyorum.
Tekrar kutluyor, sevgilerimi gönderiyorum.
Duygu Can
Zuhal Hanım,
Çok teşekkür ederim, sizin değerli görüşleriniz beni ne kadar mutlu etti anlatamam. 🙂 İnşallah üretkenliğimizin ve bakış açımızın genişlediği yarınlar olur ve biz daha çok yazı paylaşırız. Sevgi ve saygı ile tekrar teşekkür ediyorum.