Onsuz döner, onsuz da döner, onsuz da, onsuz da ama sensiz dönmez bu Dünya!…
Eski Yunan Antik şehrinde yaşamıyorum, Sokrates’ten bir kelam dersi de canlı canlı dinlemedim, Matriks’in bir tutam felsefe ile anlatılmış fragmanını da izlemedim ama az geçmiş şu ömrümde öğrendim ki ben olmazsam dönmüyor Dünya!…
Bir kere denedim, geceden azıcık öldüm ve baktım ki, bana bağlı kalmış her eşya öldü, her kalp öldü. Ben biraz öldüm diye içime biletle katılmış her canlı öldü!…
Sonra baktım, ben kimsesiz ve hiç birşeysizken de Dünya inadına döndü. Çılgınca döndü, akrep ve yelkovan tam bir saatin üzerinde çiftleşmek derdine hızlıca akıp gitti. Yani “onsuz olmaz” dediğim herşeyim ile sınandım, oldu! Onsuz da oldu! Dünya’nın yalancı baharı geçti, sahici baharlara zaman uçtu gitti.
Anlıyorum ki şimdi, bensiz hiçbirşey olmayacak! Ben olduğum sürece, Dünya da dönüşünden haz alacak. Kendimi sıkı sıkı tuttum ve salladım. Kendime getirdim. “Kendine getirmek”, Sorates’in “Kendini Bil!” öğretisi ile çok yakın göründü gözüme. Kendimi, kendime getirdim. Çünkü ben kendimde olduğum sürece varlığımın Dünya’ya bir anlamı olacak. Dünya’nın dönüşünün nedeni olduğumu anladım. Ben varım diye dönüyor, değerimi fark ettim. Olmadığım sürece dönmeyecek ve bunu ben yokum diye üzüntüsünden değil, ipi bana bağlı, benim nefesime, kendime olan inancıma, sevincime, hüznüm ile başa çıkışıma bağlı olduğu için dönmeyecek.
O yüzden, kimsenin suratına bakıp yalancı gözlerinle “sensiz olmaz” deme! Bu isimde dinlediğin şarkıları da beyninde “spam” diye işaretle. Kimseye onsuz olmayacağını düşündürme. Bunun adı “umut” değil; bilakis “kandırmaca”’dır.
Onsuz olur, onsuz da olur, onsuz yine olur ama sensiz olmaz bu Dünya!
Senin, hayrın kendine. Kendinin yararı, sana. Sende olanları zenginleştirmek senin elinde, ruhuna biraz daha neşe verebilirsin, kendine gülümseyip, “başaracaksın” diyebilirsin. Kendini, herkesden bağımsız sevebilirsin. Kimsenin sana güzel gözlerle bakmasına ihtiyacın olmadığını yüreğine söyleyebilirsin. Sen, kendinde olduğun sürece hiçbir zaman “yalnız” bir devrin olmayacağını belleyebilirsin.
Haydi, sen bütün bunları aşıp, kendine bir şans daha verebilirsin! Mübalağa etmiyorum, bencillik yap demiyorum ama ben-merkezci olmanı istiyorum. Bu kelimenin anlamı bize yanlış öğretilmiş olabilir. Ben, tabii ki Dünya’nın merkezindeyim. Kendim için bundan normal ve bundan güzel bir anılma olabilir mi?
Haydi!
Seni, kendine davet ediyorum!
Abbas Ali Oğuz
İnsanın hiç olmayacak şeylere inanması,gönlün azabı,eziyeti davet ederek akla yürüyebilecek çoraklığa taze tohumlar ekmeğe zorlamasındandır.
Başka çaraler ararken,dile gereksizi ve yalan olanı yaklaştırmayarak,yırtılmış olana yama yapılmayacağını da bildiği için,gönlün söküğünü dikerek kendi kıyametinden doğacak tufanı da önlemiş olur…İnsan herşeyde,herşey de insanda var.Dışında bir dünya var,ama içinde de bir dünya var.Kendinde olan kendini bulup çıkarması en sevindirici olanıdır.İnsan kendi gönlüne de yol olmalıdır…İyiliğin,doğruluğun ve güzelliğin nişaneleri oradadır çünkü.
Elinize sağlık,Duygu hanım.Ölüme dünya gülümser sadece…Selam ve saygılarımla.
Duygu Can
Insan herşeyde, herşey de insandadır. Dünya insanın dışındadır ama içindedir… Abbas bey, kendimde bulacağımı sanıyorum tüm çareleri. Kendime bu denli yüklenmem o yüzdendir. Saygı ve sevgi çok teşekkür ederim 🙂