Aslında yaşadığımız hayatı anlamlandırma çabam sonucunda, bildiğimiz ama pekte üzerinde durmadığımız bir gerçek ile karşılaştım.
Onu, hayatımdan çıkarmayı denediğimde, susamsız simit gibi “yavan”, “eksik”, “basit” kaldığımı hissettim. Pek çok örnekler verdim kendime, hayatının şu döneminde bu kelimeyi içeren hiçbir düşüncen olmamıştı ve sen şimdi o günleri hiç hatırlayamıyorsun bile. Hatırlanacak bir şey yoktu çünkü “o” yoktu!…
Merak ettiniz değil mi?
Şimdi okuyunca “aman bu muydu?” diyeceksiniz, biliyorum ama bundan sonra kafanızda bu kelimeyi yeniden anlamlandırmanızı rica ediyorum.
Kelime şu ki;
“Hayal”…
Bize, “ol”duğumuzdan beridir “aşk”’ın büyüsü, önemi, tılsımı, iştahı anlatılıyor ve bilerek bu “aşk” sözcüğünün ederi arttırılıyor. Niye? Kim var bu kelimenin arkasında? Hangi firma üretime sundu? Kime hizmet ediyoruz biz?
“Aşk”’ın büyüsünün üzerinde bir büyüye ve yaşam enerjisine sahip bir kelimeyi lugatımızda tutuyor ve hakettiği değeri vermiyoruz. Tutturmuşuz bi “aşk” gidiyoruz.
Bitti!
Hepinize şimdi birer adet “hayal” bırakıyorum. Ellerinizi açın, içerisine yerleşen nefis hayal’in tadına bakın. Şöyle uzun uzun ellerinize dokunun ve bu hayalin size hediye ettiği manaları sarmalayın. Sadece bir tane bile olsa bir “hayal”in peşine takılın.
Çok değişecek! Hayatınız çok değişecek! Ve elde ettiğiniz tüm hayalleriniz ile işiniz bittiğinde, kalbinize yeni bir hayal yaratın. Bu, bizim elimizde. Rüyalarımıza heyecan koymak da, sevgi koymak da, hayal koymak da bizim elimizde. Hiç mi yok ömründe olsun istediğin bir hayalin? Hiç mi bulamıyorsun kendini ruhun ile içine sokacağın bir hayali?
Bak, ben sana bir tane veriyorum.
Al, şu Dünya’nın tüm nimetleri, tüm aşkları, tüm zenginlikleri senin olsun! Gerçek değil, sadece hayal olsun. Çünkü bunlar hayal oldukça, sen “gerçek”sin!..
Ne düşünüyorsun?
Düşünceni duymak güzel olurdu. Yorum bırak.