Sizin ruhunuz ne kadar ediyor?
Kaç para , çabuk söyleyiniz?
Nakit mi, kredi kartı mı?
Peki bendeki karta taksit yapar mısınız?
Tamam, ruhunuzu 12 ay taksit ile satın aldım. Benimsiniz!
Ruhunu satan cümle abimize, cümle ablamıza, cümle kardeşimize, cümle amcamıza, dayımıza ve hatta size bile ithafımdır bu yazı. Şimdi bana kendinizi bir takım kötü sözlerden muaf tutarmış gibi bakmanızı anlıyorum. Ama bakın ‘ama’ geldi.
Şimdi söyle bir düşünün, arkanıza yaslanmanız ile düşünmeniz arasında gerekli bir orantı yok, sırtınız boşta kalabilir!
Hiç her hangi bir konuda ruhunuzu sattınız mı? Ben sattım. Çok pahalı da değil, indirimden aldılar. Mesela önemsiz bir konuda aslında öyle düşünmediğim halde, sırf beni öyle düşünenler ile aynı kefeye koysunlar diye sattım. Ne oldu? Şaşırdın mı? Ne kadar da doğru söz sahibiyim.
Peki sen?
Ya sen?
Mesela bir adamı ne kadar çok sevdiğini söylerken, onu beyninde oturttuğun tüm iyi sıfatlardan, tüm ulu sıfatlardan münezzeh olarak mı sevdiğini kendine sordun mu?
O adamı, tamamen çıplak bıraksan da sevebilecek durumda hissettin mi kendini?
Okuyucu : Aaa çıplak dedi! Allah allah bu yazı nereye gidiyor?
Dur dur, iştahın kabarmasın. Öyle cinsel içerikli bir satıştan bahsetmiyoruz. Direkt senin maneviyatın ile ilgili olacak sözlerim.
Ruhunu diyorum, hani içinde seni söyleten, seni güldüren, seni sevdiren, senin sen olmanı destekleyen soyut bir varlık var ya. Aslında kendini sende somutlaştıran bir varlık.
Ruh. Bu aralar satışı en revaçta olan şey, bu aralar borsada en çok getirisi olan şey, bu aralar en ucuza giden şey. Ruh! Senin içindeki sen. Satılmış. Birileri ya peşin, ya taksitli, ya Euro ile ya Türk lirası ile satın almış. Şimdi kendini bir tersyüz et bakalım, etiket yapıştırmışlar mı bedenine? Bu bizim diye marka tescilini tamamlamış mısın?
Ünlü ve herkes tarafından bilinen markaların dışında bir de çok ünsüz markalara satılanlar var etrafımızda. Komik duruşları ve sırıtkan tavırları, yusyuvarlak lafları ile beliriverirler karşımızda. Anlıyorum ben onları. Sen de mi onlardan birisin yoksa?
Okuyucu: Ne diyo ya buuu!
Ya bak demem o ki, ruhunu satmışsın kardeşim. Baya sıradan bir şekilde ruhunu satmışsın. Bak bakalım bundan 10 yıl evvelki haline, o zaman kızdıkların ve sövdüklerinle şimdi kol kola geziyorsun.
Okuyucu: Ee olabilir, fikirler değişir!
Değişir de kardeşim bu kadar da değişir mi? Devrimci bir insandan Ilımlı İslamcı çıkar mı? A’yı seven A’nı kardeşi Z ile de çıkar mı? Olmaz , satmışsın işte ruhunu. Kim bilir kaç para ettin? Kim biçti sana bu değeri? Bak ağzından çıkan sözcükler birinin sana emaneti. Senden bir şey kalmamış ki sende. Bak şuraya yazdıkların bile alıntı. Senin ruhun bile çalıntı!
Okuyucu: Tövbe estağfurullah!
Tamam dersini aldı isen gidebilirsin buradan. Bu aralar rastladığım ruh fakirleri ve ruh eksikli insanlar yüzünden senin de üzerine gelmiş olabilirim. Senin kendine çeki düzen vermeni sağlamayı istememi hoş gör. Eğer ruhunun üzerinde hiçbir büyük adam parası yok ise ellerimi çekiyorum senin üzerinden. Ama eğer bu yazı ile kafanda dolanan birkaç soru işareti yakaladı isen DUR BEKLE! Güncelleme yapman gerekiyor kendine. Kişisel olarak gelişimine katkıda bulunmak istiyorum ama seni kırmak istemiyorum. Çok ünlü, mevduattı ve bilgili adamlar bile ruhlarını çok ufak meblağlara satıyorlar unutma. Birisi senin içinde sana güzellik katan ruhunu tereyağından kıl çeker gibi çekip alırsa da şaşırma! Satacaksın bari azıcık da para koysunlar senin hayatına. !!!
Ne düşünüyorsun?
Düşünceni duymak güzel olurdu. Yorum bırak.