Biliyorum
Bil(m)iyorum
Şu yukarıdaki kelimeler arasındaki farkı görüyorsunuz. Bir varolan hakkındaki bilgi durumunuzu ifade etmek istediniz. Biliyorsanız, biliyorum; bilmiyorsanız, bilmiyorum dediniz. Bir tane (m) harfi ile karşı tarafa iletmek istediğiniz mesajı yüzde yüz değiştirdiniz. Bir tane harf ile söylemek istediğiniz koca anlamı değiştirdiniz. Tıpkı bunun gibi seviyorum dediğiniz birine sevmiyorum demek için yine o (m) harfini cümlenin içine aldınız. Çoğunluk ile, kelime anlamını olumsuz yapan bu bi tanecik harfi yanyana dizdiğinde de garip anlamlar içerebiliyor.
Neyse, bu paragraf size ışık vermek, yazıya giriş yapmak içindi. Şimdi gelişeceğiz!
Gördün değil mi?
Senin bildiğin 29 harften sadece biri ile yapabildiğini ve değiştirebildiğin gerçekleri gördün değil mi? Peki bunu somut olarak anladığımıza göre yaşadığımız bazı soyut olaylardan, anlamlar çıkartacağız birlikte.
Geçenlerde hiç önemsemediğin bir söz çıktı ağzından, hiç önemsemediğin bir ifade ile baktı gözlerin, sevdiğin birini aramadığını fark ettin ama bunu hiç önemsemedin, “seni seviyorum” demeyi unuttuğun ve bunu hiç önemsemediğin bir zamanın oldu, hiç önemsemediğin birisi işyerinde suratına bakıp dişlerini gıcırdattı, hiç önemsemediğin bir tabak makarna ile karnın doydu, hiç önemsemediğin bir ağaçtan burnun nefis kokular ile doldu, hiç önemsemediğin bir insan sana ettiği bir çift laf ile ruhunu bütün gün doyurdu…
Ve daha neler neler.
Bir tane harfi önemsememek ile başladı tüm bu yanılgın. Ve bu hata kafanda öyle büyüdü ki, bir sözü, bir olayı, bir günü, bir mevsimi, bir yaprağı, bir böceği, bir şarkıyı, bir kıssayı ve bir hisseyi, bir ifadeyi, bir bakışı, bir sevdiğini ve en sonunda bir insanı önemsememeye başladın! Oysa herbiri senin hayatını, olaylara bakışını, sırat köprüsünden geçişini, kendini bir aynanın dışına atışını, kalbindeki gökkuşağına bir renk daha katışını değiştirebilirdi.
Bunu sana defalarca söylediler belki, ayrıntılarda fark ediliyor aslında hayat. Şimdi bu bilgini tazeleyebilirsin. Huzura ermene, Nirvanaya değmene, kutsal kitapları hatmetmene, birkaç üniversite diplomanı duvarına monte etmene ve profesyonel çırpınışların ile omuzlarına ışıklı yıldızlar ekletmene, sana saygı duysunlar diye çocuğuna bile zulmetmene gerek yok!
Ayrıntıları önemse. Ufacık samimi bir dokuşunu, hissettirmeden senin için yapılan bir iyiliği, bir tebessümü, senin olan her güzel şeyi önemse. Okuyabiliyor, yazabilyor, çizebiliyor, sevebiliyor, öpebiliyor, gülebiliyor, azmedebiliyor, sabredebiliyor olmanı önemse!
En az benim seni önemsediğim kadar, şu söylediklerimi önemse!
<!-
Ne düşünüyorsun?
Düşünceni duymak güzel olurdu. Yorum bırak.