Oturdum kaldım şu sofranın kıyısında.ellerim dizlerimin üzerinde, gözlerim de ellerimde.bilmem ki bir kadın duruşu mu yapıştı benim hizamın üzerine.ve sen buldun mu kalbimi emniyetsiz bir şeritte.savrulmuş ruh parçalarımdan yaptığın bulmacanın uçlarını yakmış kimsesiz bi heybe.aldığım tüm haberleri üçüncü sayfaya taşımış haysiyetsiz bir çehre.sen de şimdi yüreğimin harflerinin yazıya dökülmüş haline sakın yüz verme.içinde türlü türlü namelerle türkü çağıran leyleklerin havada duruşuna da aldırış etme.onlar inecek bir yuva bulamadı diye sen leyleği havada görmüş olmuyorsun, buna bu anlamı verme.dişi kuş olacağım sırf yapmak için onlara mutlu bir aile.soracağım tek tek yalnızlar alemine.bir tane alınterli leylek için tüm samanları yığacağım serinlik bir tepeye.sonra yine kızıyorum kendime.nedenki seviyorsun böyle birini diye.ama sevgi bana sormadı ki niye?tövbelerim birleşmişken tam da üstüne bastığım yerlerde.bilmediğim şarkıların ahı mı tuttu nedir.bir sürü ezgi çalınıp kaçıyor kulağıma.noktalar da bir türlü durmuyor doğru noktalarda.neyse ki yağmur yine ıslanmış toprakların üzerine yağıyor ara ara.hiç kuru bişey ıslanmıyor Allah’ın suyuyla.senin gibi aslında.hep benim rüzgarım esecek gibi geliyor senin mısralarının arasında.hep bana kalacak gülücüklerinden haklı bir parça.yıllar geçecek olsa da ömrümüzün baharında.kalacak bir yerimiz kalmadı zeminlerin kayganlığında.bulamadığım huzurun adı aslında sende saklı olsa da.sen bilmemelisin bunu hiçbir saat alarmında.omuzların tam da benim yaşlı başım için yaratılmış bir yastık olsa da.onların bile yersizliği yok bendeki bu kalp çırpınışlarında.galiba ile başlayan cümlelerin geçerliliğine inanır mısın bilmem ama.bende bu bakışmaların açısı gittikçe daralmış galiba.olumladığım kötü hayatın içinde, iyi giden tek şeyi kötü yoruşumdan da belli aslında.oyunlara gerçek, gerçeklere oyun deyişimin sebebi sadece sen değilsin tabii ki baktığında.ama sadece ben de değilim her zamanda.bir sürü şey için vakit var daha.çalan kapının kaç saattir çalıyor olması önemli değil, sen mi varsın dışında diye baktıktan sonra.yoksan da açılmasa keşke bir daha.su gelse, ekmek gelse, çay gelse ama “hayat” birilerinin siparişi olarak gelmese kapıma.açmam şimdiden söyleyeyim ben sana.yargıladığım güzel düşüncelerin varlığını öğrendikten sonra, zihnimde işleyişte olan sürecin tam da tersini çevirme vakti gelmiş ayaklarımın ucuna.kime ne zarar vereceğim diye düşünmüyorum ama kimden ne kadar zarar gördüğümü de hesaplamıyorum artık’ımda.kendimi sıkı sıkı tutuyorum lakini, fakatı aması dışında.gözünaydın olsun sevdan hanene doğmuş sonunda.ben varım senin karayolunda. yorulmadım noktaları koymaktan.ve acımıyorum onları böyle hunharca kullanmış olmaktan.bunca noktayı hayatımdaki hiç kimse için bir daha kullanmayacağım nasılsa.sende nokta koymak istemiyorsan ilişkilerinin bahara uzamış ayaklarına.al bu noktalar işine yarar belki hayali aşklarının konması için sonuna.’şer’ olmuş gider iken bir şeyler,hoşgeldiğin yer, doğduğum aydır ve teşekkür ederim, adını bana emanet etmiş bahar!…
ibrahim bölükbaşı
merhaba duygucuğum benim için çok kıymetli yazılarını okumaktan gerçekten büyük mutluluk duyuyorum her hafta e-mail açarken yeni yazınız geldimi diye dikkat çekiyorum. arşivim sayenizde çok güzel yazılarınızla zenginleşiyor mükemmel olan o duygu dünyanıza girmem beni gerçekten alıp götürüyor o hayeli bile insanı mutlu eden o güzel dünyana iyiki varsın hayranlığımın her gün daha’da artması çok olağan yazdıklarımı abartı olarak değerlendirmeyin inan duygularım ne diyorsa onu yazıyorum sevgilerimle ibrahim
Duygu Can
Ne mutlu bana İbrahim Bey, çok teşekkür ederim. Dilerim her okuduğunuz yazı böyle güZel hisler bırakır sizde. 🙂 Teşekkür ederim.