“Doğa, bir amaç olmadan harekete geçmez.” Aristoteles
Bir taşın gökten yere düşmesinin birçok nedeni var. Bu nedenlerden ereksel olanı Tanrı’nın en alçak düzeye ulaşmak istemesidir. Yani ona göre en alçak düzeye , yani sana…
Yani, sana, kafana düşen taşın muazzam bir nedeni olduğunu söylemeye geldim. Hiçbir nedeni olmadığını düşündüğün şiş kafan ile, acıyan sinir uçlarının nasıl da önemli bir neden yüzünden seninle uğraştıklarını söylemeye geldim. Dinlediğin arabesk şarkıların, bir gün senin yüreğini çalacağı bilinerek bestelendiğini söylemeye geldim. Tüm bu üzerindeki baskıların altında kalan bedenin ile ruhunun arasına bu çapsız teraziyi kimin koyduğunu söylemeye geldim. Senin sırtını dayadığın katı inanışlarının, dogmalarının köklerinin taaaa Aristoteles’e dayandığını hatırlatayım diye geldim.
Yani, sana, gözlerinin önüne düşen koca taşın, seni sıyırıp geçmesinin nasıl hiçbir nedeni olmadığını düşündüğünü ve bu düşüncen ile neden bu kadar barışık olduğunu sormaya geldim. Kaçırdığın bir otobüsün şoförüne içinden küfür ederken, otobüsün az ötede elem bir kaza ile devrildiğini görüp de, bu yaşadığın garip olayın nasıl nedensiz olduğunu düşündüğünü sormaya geldim.
Yani, yaşadıkça bir nedene ait olduğunu, tüm benliğinin bir “neden” tarafından ablukaya alındığını söylemek isterim. Bir bilardo topunu istediğin deliğe sokabilmek için, başka bir topa vurman gerektiğini ve vurduğun top sayesinde, istediğin topu deliğe soktuğunu söylemek isterim. Ve amacına ulaştıktan sonra üzerinde oyunlar oynadığın, kullandığın ilk topun psikolojisini düşünmeni isterim. Biliyorum biraz karıştı aklın. Yaz, çiz ve anla. A topunun harekete geçmesi, B topunun bir deliğe gönderilmesi nedeni ile oluyorsa, senin de hareketlerinin, eylemlerinin, başına gelen türlü işlemlerin bir nedeni olduğunu söylemek isterim.
Yani, aslında binlerce yıl önce söylenen bir şeyi, “ulu neden” mevzuunu bu yüzyılda sana hatırlatmak istedim.
Yani, Şimdi arkana yaslandığın koltuğun bile seni rahatlamak için konulmuş olduğunu bilmeni, dinlediğin şarkının, söylediğin iyi bir sözün, katı bir adama sunduğun bir gülücüğün, tuvalete düşürdüğün bir tel saçın, ellerinde tuttuğun parçalanmış mendilin ve kalbindeki boş odacıkların da bir nedene bağlı olduğunu söylemek isterim.
Bu yazının, bu yazıyı yazan beynimin, Aristoteles’in varlığının ve senin bu Dünya’da hala nefes almanın büyük bir nedeni var. Bazen bulman için apaçık bazen özenle üstü örtülü…
Sevgi ile,
Ne düşünüyorsun?
Düşünceni duymak güzel olurdu. Yorum bırak.