Rüzgar esti kırıldım, kuş öttü kırıldım, kaz tüyünden kabanımın tüyleri semaya uçtu kırıldım, üzerimde senden kalan ışıklar bir bir söndü kırıldım.
Hayat adına yaptığım tüm rezervasyonların üzerine düşen cemrenin uğursuz ayaklarına kırıldım. Bana sormadan gelen misafirin elinin boşluğuna kırıldım. Çenesi düşmüş yaşlı teyzemin bin lafından birinde ben yokum diye kırıldım. Boşlukta asılı duran bir pirenin hacmini ikiye bölemedim diye kırıldım. Cümle hocanın vaazlarını dinleyip bir yararlı sözcük bulamadım ve kırıldım.
Yani şimdi üşümeyeyim diye üzerime örttüğün şu nevresimin rengine bile kırıldım.
Sahiplerime, bir tane emirlerini karşılıksız bırakınca surat asıyorlar diye kırıldım.
Bilmediğiniz şekilde kırgınım şu hayata. Ülkemden, şehrimden, başıbozuk düzenden memnun değildim ama bir kendim ile hoşnuttum, şimdi kendime de kırıldım. Ellerimin içinde bir ton güç var iken, parmaklarımın her birini hala kullanamadığımı gördüm ve kırıldım.
Naif yüreğime değen bir damla kezzap ile yanan hücrelerime, beni bu kadar kolay terk ettiler diye kırıldım. Dilimin döndüğü güzel lafların ucundan tutup esas sahiplerine veremedim diye kırıldım. Kendi kendime kendimi ispatlayamadım diye kırıldım.
Bak ruhumun bile kırıldı ayakları, bedenim ayakta, ruhum oturur kaldı. Saat beni geçti, dakikalar da seni. Kızacak kimseyi bulamayıp kendime kızıyorum ya en çok da buna kırıldım. Gönlümü taşıyan bedenim ile kavgalıyım ya buna da çok kırıldım.
Ne oluyor? Bir şeyler senin istediğin yönde değişecekken ne oluyor da bunca uyuşukluk var gözlerinin kapaklarında? Ne oluyor ki, “senden daha güzel” sesleri beyninin içine yerleşmiş ve neden hep başkalarını isabet ediyor? Ne oluyor da kendine ettiğin eski iltifatlar yerine ulaşmayıp adrese teslim geliyor?
“Yok yok bu kadar da derin bakma” diyenlerin sözlerini dinleyip boş boş bakmaya başladın farkında değil misin?
Dur!
Bir dakika!
Haydi şu meşhur olandan yapıp hayatını olumla!
Herkese aslında nasıl bir insan olduğunu göster! Kendine kendini kanıtla! Bazen kişi adım adım çıkarken bir basamakta nefesi tıkanır ya, şimdi müdahele et kalbine. Senin nefesin yeter daha, çok basamak çıkmaya!
Ne düşünüyorsun?
Düşünceni duymak güzel olurdu. Yorum bırak.