Uzun uzun cümleler yazıp, noktayı yardıma çağırmayacağım. Karışık kafaları iyice karıştırıp, mevcut bulamacı restart komutuna yakın tutacağım. Kimin ihtiyacı yok ki şöyle sağlam bir format yemeye… Hem de bir üst versiyon içn değil, iki alt versiyon bile olur. İnsan gittikçe upgrade olma çabasından vazgeçip, stabil kalma duası ile yaşıyor farkında değil!
Bugünümüze şükür!
Allah bugünümüzü aratmasın!
Bundan iyisi can sağlığı!
Gördüklerimizden geri koymasın!
Dualar çok mütavazi de istekler ve açlıklar tavan fiyat ekonomisi belirlemiş kendine. Dilde söylenen ile özde yaşanan arasındaki uçurum bu çağın öznel konusu. Nedir yani, yine ne söylemeye çalışıyorum henüz tespit etmedim. Kafam karışık, durumlar karışık, ülke karışık, hedefler karışık, işler karışık, tipler karışık, insanlık çok karışık! Espri yapmıyorum önceden kafamdaki en karışık şey pilav üstü kuru ile yanındaki turşu idi. Farkettim ki bir tabağa pilavı, kuruyu, turşuyu, yoğurdu, salatayı hepten koymuşum. Karışık zihniyet, kararsızlık ve bakış açıları ile elimizin seçtiği tabıldotların çeşitliliği arttı.
Neden karışık peki?
Ne oluyor da huzursuz bir zihnimiz var ve sürekli düşünceler birbirinin üstünde zıplıyor?
Taktığımız her şey kendine yeni arkadaşlar arıyor, aklına zıplattığın hangi düşünce varsa, bir müddet sonra canı sıkılıyor ve yeni takıntılı arkadaşlıklar kuruyor. Sen hangisine takmıştım diye düşünürken, allak bullak bir zihin ve davranışsal tutarsızlıklar ile varlığını sürdüyorsun!
Onu da yapacağım, bunu da yapacağım, o da iyi olsun, bu da iyi olsun, kararlarım doğru olsun, seçimlerim şanslı olsun, tökezi az, desteği çok bir zaman diliminden geçsin gönlüm!…
Neden ki?
Bundan önce yaptığın yanlışlar sana yeni doğrular ve erdemler kazandırmaktan başka ne kötülük yaptılar? Bastığın dalların çürüklüğü ile yerden topladığın bedenin her düşüşte daha güçlü tırmandırmadı mı? Sevdiğine inanıp da, sevilmediğini izlediğin zamanlarda gelişen organın bi tek kalp değil miydi? En çok keyif aldığın zamanların, sana kötülüğü dokunmuş insanların pişmanlıklarını görebilmek değil miydi? Nefesini ooohla alıp ooohla verdiğin tüm durumları düşündüğünde, çoğu, yanlış kişileri severken verdiğin yanlış kararların, kendini geliştirmekle sonuçlandığı anlar değilmiydi?
Peki, şimdi neden korkuyorsun? Yaşın kaç olursa olsun, her şeyin detayını eninisonunu göremezsin ki! Kafanı biraz rahatlat, düşüncelerinin koyuluğunu biraz azalt. Tüm yanlış kararların şerefine şimdiden bir yıldızını fırlat. Sende daha çok var, içine bi bak! …. 🙂
renovatio
Ağustos Çıkmazı, gelmiş geçmiş…
Attila İlhan bunu kendi kendine yazmış. Ben şairlerin kendi kendilerine yazdığı şiirleri daha çok severim. Kendi çelişkilerini şiirleştirdikleri için. Kendilerine verdikleri nasihatlar için. evlenirsin çocuğun olur, beni koyup gitme dese de, Attila İlhan evlenmemiştir. Ve koyup gitmiştir kendini…Herkes bir kadının yazdığını sanar bunu. Belki de o öyle olmasını istemiştir. yazdıklarınla alakasız oldu biraz belki ama, boşver…
https://www.youtube.com/watch?v=UWt6_m2EiTk
Duygu Can
🙂 Ben de en çok içimdeki karmaşadan çıkanları seviyorum. Teşekkür ederim.
Alper Özgür
İnsanoğlu bu asla vazgeçmeden “zaman” denen 4. boyutu kontrol altında tutmaya, istediği gibi yaşamaya hevesli olup da zamana karşı her mağlubiyetinde “neyse buna da şükür” demeyi alışkanlık haline getiriyo.. Skor kişinin ruh haline göre 4-5-6 olduğunda ise işte o reset anı gelmiş oluyo…
Duygu Can
🙂 Hep şükredecek bir şeyler var nasılsa. Bize öğretildiği gibi!… İmredilenler için de bir söz var, “Allah’ın gücüne gidecek” … 🙂 Teşekkür ederim.