Aklım ile kalbim arasında giden-gelen bi ben değilim ki!
Ayakları yere basan ve düşünebilen her canlının, bu ikisinin çalışma şeklini mutlaka bir test etmişliği vardır. Niye akıl bazen gerekli, niye kalp son sözü söylemeli, niye iki organın da farklı bir sözcük hazinesi var ki, niye kimi insanın organ hiyerarşisinde bunlar farklı yerlerde duruyor ki? gibi soruların zihnime teğet geçmesinin tecellisi olarak bunları yazmak ihtiyacı içindeyim.
Şair değilim ki, “kalp, bedenin sahip olduğu en değerli şeydir” diyeyim de altına üç tane daha cümle ile bir dize oluşturup, ona olumlu atıflarda bulunayım. Kafiyelerden uzakta, kelimeleri birbirine orantılı soğuklukta seçmeye özen gösteriyorum. Kendimi sıkı sıkı tutup, içimde büyüyen cümleyi hemen yazmamaya gayret ediyorum. Aklımın hür iradesini kullanarak, kalbime özel olarak dokuduğum seccadelerde kıldığım akşam namazlarının kısalığına üzülüyorum. Rekat sayısını, karşılaştığım iyi insanlar ile çarpsaydım keşke… Tanrı’nın önüme kattığı güzellikler ile, bana hediye ettiği ve mutluluğumun küpünü alan evladımın her bir hücresi ile çarpsaydım keşke!…
Küçük bir kızım biraz büyüyeyim de sonra alırım hayat derslerini desem de defalarca kendime, küçüklüğümün bedenimle sınırlı kaldığını anlıyorum. Ruhumun hızına yetişemediğim yaşına koştura koştura giderken, bi kitapta görüp de 10 dakika kendime es verdiğim şu cümle ile al bir o kadar daha büyüyorum.
– Akıl, bilgi için gerekir; oysa kalp hakikat için çırpınır!…
Şimdi kıyamete kadar son bulacak bir içsel gidip gelmen ile karşı karşıyasın. Akıl mı kalp mi, mantık mı aşk mı? gibi uzayan soruları sormanın bir luzumü yok. Altını çizip hayatına uyarlayabileceğin bir cümle daha buldum. Kalbinin sana sevdirdiği insan, sevdirdiği iş, sevdirmediği kişi, sevdirmediği iş, sevdirdiği şehir, sevdirdiği şiir, sevdirdiği eylemin felan hepsi büyük bir hakikat! Hakikat, senin sadece kalbini dinleyip gittiğin, üzerinde düşünmediğin şey değil; bilakis mantığın ile özdeşleşmiş, nesnel gerçekliği ifade ediyor. Ötesi yok yani.
Kalbimden geçen tüm doğrularıma, tüm doğru insanlara, tüm doğru duygulara,aşklara, tüm doğru simalara olan şükrümü yineliyorum.
İyi ki ben her zaman son hissi, son sözü ve son gülümsemeyi kalbime bırakıyorum!…
Ne düşünüyorsun?
Düşünceni duymak güzel olurdu. Yorum bırak.