– Yaprak düşse üzülüyorum ve şu ara çok yaprak düşüyor!
– Mevsim gereği…
– Ne? Sonbahar mı? !
Eskiden beridir reddetmeye çalıştığım klişe duygular, düşünceler, yorumlar, hüzünler, belirlenmiş günlerde yaşanacak belirlenmiş şeyler, kalıp kalıp sevgiler felan işte… Hepsini buz kalıplarına akıtıp, dondurduğumu düşünüyordum. Ama o alışılmış hezimetler, buz gibi kütleleri ile karşıma dikiliyor. Sonbahar gelince kaçınılmaz bir hüzün, iç sıkıntısı, gelecek kaygısı, şimdiki zaman korkusu gibi her türlü şiddetli panik yaşanıyor. Bi sıkkınlık, bi bıkkınlık, bi umutsuzluk, bi ‘yol’suzluk, ‘yok’suzluk…
Farenin kapana girmesi için bir gıdım peynir ile onun üzerine yürümen lazım. Bu açık ve net. Ana-atasözleri var işte, içimize içimize işli hemde. Başına gelen her bir durumda, daha önce yürünmüş ve kenarlarına azıcık ekmekler konmuş yolları ayaklarının başlangıç noktasına getirip yürüyeceksin. İtiraz etmeden bazı şeylere!…
Her şeyin kabulünü ya da anlamlılığına inanmak değil de, bazı şeylerin kabulünü etmek gibi. Onları içine sindirmek ve hamakta sallanmak huzuruna erişmek gibi…
Yazdığım en kısa ve öz anlamlı yazımı tamamlarken, size ve kendime maddeler halinde mutluluk formülleri sunamıyorum. Maddelerle bi sonraki gününüz ve mevsimlerinizde nelerle karşılaşıp, ne türden silahlar ile kuşanmanız gerektiğiniz felan söyleyemiyorum. Sadece sevdiğiniz birileri, sizden önce karlı bir dağda yürümüş ise, onun adımlarından yürüyebilirsiniz diyorum! Kar kütlelerinde zigzaglar çizip, kırılmalar yaratmayın. Hele ki Lodos esiyorsa, hele ki Lodos gibi güzel giyimli, sıcacık, sevgi dolu esen bir rüzgar sizin tırmanışınıza eşlik ediyorsa yürünmüş yollardan şaşmayın. Lodos, sizi yumuşatır ama karın çığ şiddetini arttırır! …
Hep, yine ve inadına umutla!…
renovatio
çivi çiviyi söker hesabı, sonbahar hüznünü sonbahar yazıları, şiirleri, filmleri ile köreltmek lazım. Ateşi köz söndürür 🙂
http://www.sinemalar.com/film/2027/ilkbahar-yaz-sonbahar-kis
Duygu Can
🙂 Mevsimine uygun giyindiğimize göre, mevsimine uygun da yaşamak gerek. Yapraklar düşecekse düşecek! Teşekkürlerimle,
Güz Özlemi
Doğa eski elbisesini çıkarıp kendini yeniliyor sadece. Dökülen sararmış yapraklar, rüzgarın hüzünlü şarkısı hep bu yenilenmenin sevinçli habercileri. Güzle ilgili yazdığım son deneme ve şiirimi okudunuz mu? Sahi, Milliyet Blog’da da yeniden yazmayı düşünmüyor musunuz? 😉 Umutsuzluğa düşmeyin sakın. Başkalarının yollarını gözden yitirmeden kendi yolunuzu çizin. Her yaşam ayrı bir yolculuktur çünkü. Selamlar.
Duygu Can
Şimdi sizin özlem duyduğunuz mevsime ait deneme ve şiirinizi okudum. Ellerinize sağlık, özleminizi satırlara çok net ve güzel dökmüşsünüz. 🙂 Ben de yaşadığım pek çok şeye otomatik bir direnç gösterirken, bu yazıyı yazarken anlamsızca uğraştığımı düşündüm. Bu mevsimde hüzün ana karakter ise, yaşanacak o kadar! Blogda yazmak için içimde bir istek oluşmuyor. Çıkarken de pek çok olaylı insan profili ile çıkmıştım ve yeniden dahil olmak için kendimi motive edemiyorum. Aslında daha çok okura ulaşmak mümkün. Ama azken de mutluyum. 🙂 Çok teşekkür ve sevgilerimle,