Sen hiç, herhangi bir “son”u kutladın mı?
Böyle çılgınlar gibi…
Öyle ki yaşadığın son ile beraber kendini sokağa atacak, kafana garip şapkalar takacaksın. Muhakkak “aşk”ın rengi kırmızıyı giyeceksin. Mutluluktan şarkılar söyleyecek, bitti diye göbek atacaksın!
Hayatımın hiçbir son’unu böyle yaşamadım!…
Ama işte yine yılın dibinde birazcık ‘gün’ kaldı. Hepsini yedik, içtik bitti. Şu son bir tanesini de yedikten sonra, kıracağız, günlerini içinden yediğimiz geçmiş yılın camdan şişesini. Parçalanan camlar, geçen yılın her bir gününü temsil edecek ve senin canını acıtmış olanlar tenine batacak. Sana iyi gelmiş, ıska geçmiş olanlar ise, öylece yere bırakacak kendini. Güzel de, kötü de, acı da, masal da, sağlık da, mutluluk da, hüsran da, tüm bu cam parçaları ile ufalanıp gidecek. Herşey kendini yenilemek için dua edecek. Sen mutluluğum kendini yenilesin ve yinelesin ve hatta bana geçmiş mutluluklarımı aratmayacak tarzda büyüsün diye dilekler tutarken, hüsranlar, hüzünler, başarısızlıklar da kendini tekrar etmek, bu yeni yılda da kendilerini ibraz etmek, var etmek isteyecek ve kendi Tanrı’larına yazılı talepte bulunacaklar.
Sen aldırma ama onlara, kendi dualarını, iyi dilek ve niyetlerini her dakika tekrar et. Sana uğrayacak acı da olsa, onlar ile baş edebilmen için yüreğine yürek , gücüne güç, isyanına sükûnet iste. Sen, hep iyi şeyler sana gelsin diye bekleme, başına gelebilecek kötü şeyleri, içerinde iyi edebilecek bir gücü istediğini de açık-seçik beyan et. Dileklerinin önü ile arkasını karıştırma, “herşey güzel olsun, iyi olsun, çok mutlu olayım, çok yaşayayım” gibi bomboş ve çok genel dileklerin var ise değiştir. Aytıntılara in. Mesela ne seni çok mutlu edecekse adını zikret.
Böylece Tanrı da senin neyi, ne kadar ve ne çok istediğini bellesin, sana indireceği hayırların içine bunları da eklesin.
Evet, işte alışageldiği gibi içinde kendini 365 gündür tuttuğun yıl bitiyor. Yani adı değişiyor. Eskilerle yaşamayacağın gibi yenilere de körü körüne bağlamayacaksın kalbini. Hedefini belirleyeceksin ama kendine yan yolları da çizeceksin, bazen kestirmeden bazen de yolu uzata uzata yürüyeceksin. Ne, kim, hangi söz sana iyi geliyorsa onun peşinden gideceksin. Yüzünü güldüren tüm meşgaleler ile yeniden arkadaş olup, onları yeniden seveceksin. Yaşadığın şehir, ülke önemli değil, Ayı’lar her an karşına çıkabilir diye temkinli olacaksın. Gözlerinden ateş almadığın, gözlerinde anlam bulmadığın, gözlerinde olumlu bir düşünce görmediğin kimse ile olmayacaksın. Seni aldatan cümle duyguyu, cümle kalbi hemen terkedeceksin. Kendini şımartmaktan vazgeçmeyecek, gözünün ferini hep serin tutacaksın.
Hem eminim hem de diliyorum ki;
Senin kapını hangi türlü duygu çalarsa çalsın, kalbinde kötü olanları iyi etmek; iyi olanları da ‘daha iyi’ etme gücünü bulacaksın.
Haydi Mutlu Yıllar!
Ne düşünüyorsun?
Düşünceni duymak güzel olurdu. Yorum bırak.