Evet, düştüm!
Hunharca sallamışlar tutunduğum dalları. Sevdiğimin şah damarından tesbih yapmışlar, ellerini ahiret yüzüklerini tanıtmak için bir robot, gözlerini bu tarafı korusun diye gözetmen yapmışlar. Kafamı koyup “ne hızlı atıyor senin kalbin” dediğim kalbini müzayedeye koymuşlar, “ya senin bu ellerin nasıl bu kadar güzel” dediğim elleri derin derin dondurmuşlar, aynada birbirimize bakıp tıpkısının aynısı diye sevindiğimiz göz rengimizi gökyüzüne sermişler, güzel sesini boşluğa bırakmışlar, sevdiği türküleri yollarıma dökmüşler, her adımda birini alıp dinliyorum, her adımda birinde yakıyorum sevdamı, dudaklarını zihnimin sır dolu odasına kilitlemişler…
Bilmediğim, gitmediğim, görmediğim yerleri seyre dalayım da biraz nemlensin ıslak hüznüm diye de uğraş vermekteler ama nafile…
Evet, düştüm!
Eyvallah!
Bilmeniz gerekiyorsa söyleyeyim, acı olmayınca tatlı da olmaz diyorlar, kolaylık zorlukların ardında gizlenmiş koca bir hediyedir diyorlar. Tamam aldım var sayın, kabul ettim, sevdim varsayın. Her daim umutlu oldum, bu acıya kanımın son damlasına kadar sabrettim sayın. Siz böyle sayın ki yükünüz hafif kalsın. Aklınıza bir dakika beni getirip acıyan kalbinizin milyonda biri kadar acımıyor kalbim varsayın, sayın da kendi ızdırabınız azalsın. Böyle bilinmesi size iyi geliyorsa böyle bilin. Sabrediyorum, şükrediyorum evet. Ama acı çekmiyorum demek istemedim. Siz beni yanlış anladınız, acı çekmeyince iyileşir mi hiç kırıklar.
Kalbim alçıda!
Kalbim acıda!
Evet, düştüm!
İnsanoğlu, her zaman en kötünün içinde bir tane iyi aramak ister ve hatta bulmak, gönlünün ana damarına koymak ister. İyi bir şey beklediğim doğrudur, iyi bir şeyler istediğim doğrudur, sizin de benden iyi bir şeyler duymak istediğiniz doğrudur. Şimdilik bir tane buldum. Sizin için, benim için, kızım için, hayat için, hareket eden elim, kolum, kalbim için iyi bir şey buldum.
Evet, düştüm!
Ama
Dalımdan düşmem, ham’dan olgunluğa eriştiğimin işaretidir.
Oldum ben artık! Ol dediler, oldum! …
Ne düşünüyorsun?
Düşünceni duymak güzel olurdu. Yorum bırak.