Anne! Ben her çeşit hüznümde, sinirimde ve neşemde sana sesleniyorum ya, bu yazımı da sana ithaf etmeyip, senin adını kullanarak bitireceğim.
Anne, nefis şeyler oluyor şu memlekette. Mesela kışın ortasında kendini bahara uyandıran çiçekler beliriyor. İnsanların bedenleri katbekat giyinmiş iken ve kendilerini bu tip bir hava durumuna hazırlamışken, bir öğlen vakti bir tane ince gömlek ile kendisini kamufule ediyor. Çok güzel şeyler oluyor şu memlekette anne.
Mesela kuru fasülye kendini gösterir göstermez, zihinler pilavı ve soğanı arıyor. Şükür ki her aşçı da kuru fasülyeyi pilavsız ve hatta cacıksız bırakmıyor. Baksana Anne, ne kadar güzel şeyler oluyor burada. Yine bir örnek vereceğim, ben kahverengi ve siyah birbirine hiç yakışmaz diye düşünürken bir arkadaşım öyle güzel kombinliyor ki, nasıl yakışıyor, nasıl da uyuyor birbirlerine anlatamam. Ve ben bunu görünce nasıl seviniyorum, nasıl mutlu oluyorum… Yine anlatamam…
Anne, gözümüzün gördüğü her yere plastik oyun parkları kuruluyor. Önünde duran bir salıncak, bir tahteravalli ile bir evin değeri en az yirmi bin artıyor. Çok güzel yaa, harika bir dönemden geçiyoruz. Hep park, hep bahçe, hep koşu yolları, hep kiremit rengi halılar ile döşeniyor toprak. Ve ben bunların hepsinden öyle mutlu oluyorum ki anlatamam…
Mücbir sebeplerden gereksiz bilinçaltı bilgiler oluşturuluyor. Güzellik şurada ki, boş beyinlerin en azından bilinçaltları gün geçtikçe dolduruluyor. Tavukların kıçından para dolu yumurtalar sokuluyor, kendini gebe sanan tavuk, şaşkınlıktan kendi kendini donduruyor. Ne güzel bir fikir değil mi Anne! Nasıl harika, nasıl nefis bir zamana fırlatıldık biz böyle. Oh Tanrım şükürler olsun!
Emniyet kemerinin takılması yaygınlaştı mesela. Hatta biraz şekli de değişti. Yürürken, koşarken, konuşurken, düşünürken kendimizi kazaya kurban gidecekmişiz gibi emniyete almak zorunda kalıyoruz. Sürekli bağlayıp, zincirleyip, emniyette duruyoruz. Ağzımızdan ne bir kötü söz, ne de bir yansız laf çıkmış oluyor. Zihnimizden geçen ahlaksız fikirler, kendini imha ediyor. Hah şöyle ya, ne güzel günler bunlar böyle. Senin zamanında yoktu Anne, sen bilmezsin ben anlatacağım dur bekle!…
Şimdilik şunu iyice belle! Nefis şeyler oluyor buralarda. Cebimde geçen gün 10 lira kalmış, bir baktım ki 10 gün sonra 100 lira olmuş. Cep faizleri çok arttı Anne. Koyduğun ufak bir meblağ, seni hiç mahcup etmeyip büyüyebildiği kadar büyüyor. Yani anlatamam sana Anne, öyle lezzetli ki herşeyin tadı.
Neyse ya daha fazla anlatmayacağım nazar değecek hepimize.
Lütfen maşallah de lütfen Anne!
Ne düşünüyorsun?
Düşünceni duymak güzel olurdu. Yorum bırak.