Şşşşş!
Sessiz ol da büyü bozulmasın! Dur, hareket etme de büyü bozulmasın. Kal orda, bir adım daha atma da büyü bozulmasın. Gitme, bakma, etme, eyleme, sesini hiç çıkarma, zincirlerine dokunma, ellerinin her hangi bir eşyaya son temasını unutma, bitirdiğin rakı şişesini atma, şu kurulu sofrayı hiç toplama da büyü bozulmasın!
Size yine aslında sizin de bildiğiniz bir şey söyleyeceğim. BÜYÜ, SEN NE YAPARSAN YAP BOZULUR, BOZULUYOR, BOZULACAK!…
Yaşadığın her yenide, ilkte duyduğun çılgın heyecan tekrarlarda kendini rahata alıştıracak. Her tekrarda biraz daha large takılacak, her tekrarda seninle laubali olacak, her tekrarda şişmiş egosu kabaracak, her tekrarda seni, daha fazlasını aramaya zorlayacak. Büyü, körpecik bir kız vücudu olsa da zamanla bozulacak.
Yani ne demek istiyorum , neden böyle söylüyorum biliyor musunuz? Evliliğinizde ya da seviyeli ilişkinizde ne aşamadasınız, ne kadar zamandır birbirinizi sevme yemini içindesiniz bilemiyorum ama birbirinizden sıkılmanız, eşinizin artık kabak tadı bile veremediğini hissetmeniz olasıdır. İlk zamanlarda yaşadığınız bağlılık ve aşk yerini başka şeylere terk etmiş ya da çekip gitmiş olabilir. Şimdi siz niyeti iyice bozup 3 boyutlu bir macera peşinde ve niyetinde de olabilirsiniz. İşte tam bu noktada iseniz ben size yardımcı olacağım.
Duydum ki, aldatmak, yepyeni bir insan için keşfe çıkmak size oldukça fazla heyecan verecekmiş, kendinizi, evinizi, eşinizi ve hatta çocuğunuzu bile unutup, Nuh’un Gemisinde nohutla, buğdayla seyahat etmek isteyecekmişsiniz. Sorarım size, ne kadar süre? Yani ne kadar süre unutabileceksiniz yıllardır arkadaş olduğunuz eşinizi, yavrunuzu, evinizi? Ne kadar sürecek şu bilim adamlarının AŞK dediği heyecanlı süreç? Ne kadar sürecek şu paçalarından akan kalbinin sıvı yağları? …
Ben söyleyeyim sana, hissettiğin BÜYÜ bozulacak. O başka kadını/adamı da keşfetmeyi bitireceksin. Onunla da tekrar tekrar bakıştıktan sonra içindeki arsız nefis azacak. Başkasını isteyecek, yenisini isteyecek, alışınca büyü, büyülüğünü yitirecek. Ve sen arkanda bacası zar zor tüten evine özlemle bakacaksın. Çocuğun 5 yaş almış sen ruhlar aleminde iken, senden habersiz şaşacaksın. 23 Nisan’da kaç kere şiir okumuş, gösteri yapmış video kasetten isledikçe ağlayacaksın. Eşin kaç gece sen yanında iken, sensiz kalmış öğrenip üzüleceksin. Yüreğinde bırak mumu, meşaleler yanacak, ciğerlerinde kendi kalbin tarafından saplanmış okları bulup tek tek çekeceksin.
Unutma! Büyü her zaman bozulacak! Büyüsü bozulmayacak bir kadın, bir adam yok şu Dünyada. O zaman sönmeye yüz tutmuş ilişkin için ne yapacaksın? Öyle çiçekti, yüzüktü, altındı, takıydı, zakko’nun kazağıydı, yok bunlarla mutluluk.
Mutluluk, beraber paylaşabileceklerinin peşinden koşmakta, mutluluk arkadaşlığınızı yastık altından çıkarmakta, mutluluk eşine güvendiğini hissetmek ve hissettirmekte…
Şimdi eşinize, sevdiğinize gidip yeniden “BENİMLE ÇIKAR MISIN?” der misiniz?
Lütfen hadi!
Ne düşünüyorsun?
Düşünceni duymak güzel olurdu. Yorum bırak.