Tüm yıkılmışlığıma rağmen beni sev Dünya!
Tüm bırakmışlığıma, tüm kaybedişime, tüm pes edişime, tüm didinemeyişime, tüm kırıklarıma, tüm ecel terlerime rağmen beni sev Dünya!
Sen yalnız insan sever misin?
Bi istisna yap da beni bi seferlik sev Dünya!
Emeklerimin ellerimden düşüyor olmasını gözler önüne serişime aldırma, bin tane bardağı aynı anda tutmaya çalışırken, hiçbirini tutamadığım gerçeği ile yüzleştiğimi bil Dünya’m.
İçimdeki her güzel şeyi boşvermişliğimi boşver! Aldırma kuşaksız dolanan karetecilere, düzensiz koltuklara aldırma! İçimdeki vicdansız, huzursuz, öfkeli, nöbetli, ağır hücrelere aldırma! Saklayamadığım acıya aldırma! Şu organlarımın hepsinin bir bir mevsim değiştirdiğine, gözlerimin kışın yağan karların hepsini üzerinde biriktirdiğine aldırma! Yağamayan tüm yağmurların kalbimin tepesine kurduğu tecrübeli bir yığın bulut ile, “bana” yağdığına aldırma! Sevemediğim insanların da zaten beni sevmemelerine aldırma! Kimseyi sevmeyişime, sevmekten vazgeçişime aldırma!
Bak, yüzümde baki kalmış gülücüğe? Tanıdın mı bi yerlerden? Bir tane daha var mı benden senin üzerinde yeşeren? Bana, benim gibi yaşadığı tüm kötülüklere anlam verememiş, safi bir yük bulabilir misin? Beni severek işe başlayıp, beni gerçekten sevecekleri çıkarabilir misin adımlarımın önüne?
Bana istediğim işleri yapacak gücü verir misin? Üzerimi tamamen örtsem de kalbimin üstü neden hep açık söyler misin? Şu tufanın volümünü biraz azaltıp, beni seni sevmeye meyl eder misin? Kaybolan günlerimin yerine birkaç muhteşem gün ekler misin? Yaşadığım hiçbir olayın, hiçbir acının telafisi olmayacağını biliyorum, unutamamayı biliyorum, sen onları hatırlatıp durmadan, kulaklarıma “seni seviyorum” der misin?
Beni bir nebze sever misin?
Çığlıklarımın sesini kıstığımı biliyorsun, bu aralar kapında köle olmuş bekleyen, mutsuz bir beden de yok biliyorsun, paçavra duygularımla seni rahatsız etmediğimi de biliyorsun, bana tüm bu tavizlerimin hediyesi olarak biraz sevgi verir misin? Ellerimden tutup, nasıl da ayakta sapasağlam durabildiğimi kendime gösterir misin?
Ya da boşver sen bu yazıyı, bir cümlesini anlasan yeter bana!
Dünya,
Beni bi nebze sever misin?
Abbas Ali Oğuz
Bazan ayaklarımızın dibine öylesine saklı tuzaklar kurulmuş olur ki,gözleri ve kulakları tamamen açık tutmak gerekir.Bıkmadan usanmadan gerekli mücaddeleyi vermek gerekir.
Zaman zaman sevgi kaynaklı yüksek seviyeli ruhsal tebliğleri çağıştırıcı iletişimler insanı yormamalı…Bu duygularla gerçek hayatın kıyısında cılız solumasına terkedilmiş acıklı ve hüzünlü yaşamlara asla boyun eğilmemeli.
Yanan çöllerin cehennemi sıcağına da düşmüş olsak,kendimizi zümrüt yeşili vadilerin serinliğine ulaştırabilmeliyiz.Sessizliğin ürkütücü boşluğundan çekip almalıyız kendimizi.
Tanrının sınırsız ve sonsuz sevgisine de sığınıp o eşsiz ve hiç alışık olmadığımız enerjileri toplayıp gücümüze güç katarak acıya,kader ve kedere meydan okuyabilmeliyiz.
Bir çığlığın yankısı üzer,ama bir bilincin sevgiyi arayan izleri de sevindirir insanı.
Size yakışan da sevgi,cesaret ve sağlığı daima beraberinizde bulundurmak.
Bütün güçlüklerin ayaklarınızın altında bir paspas olduğunu asla unutmayınız.
Selam,sevgi ve saygılarımla sağlıcakla kalınız,Duygu hanım.Çok başarılısınız!
Duygu Can
Abbas Bey, çok teşekkür ederim. Ne güzel anlatıyorsunuz, bu gücü içime her yorumunuzda yerleştiriyorsunuz. İnşallah ben de bu erdeme sahip olacağım zaman ilerledikçe. Saygı ve sevgilerimi sunar, teşekkür ederim. 🙂