Ben büyüdüm de yollar da büyümüş Anne, evler de büyümüş, zevkler de, ahiretteki koca çukur bile büyümüş. Alışamadım şu küçük halime derken, büyümüşüm, büyümüşüm de başka kadınların, başka adamların ağzı, burnu, gözleri ve kursağı da büyümüş. Beni büyütmek için verdiğin çabayı anlıyorum ama diğerlerinin de kötülüklerinin büyümesini durduramamanı anlayamıyorum Anne.
Büyüdüm, bak işte istediğiniz gibi, bir sürü alıntı yaptı kalbim geçtiği aşklardan, bir sürü sözcük depolamaşım yüreğimin sert diskine. Onlar büyüdükçe ben de büyümüşüm, baktım ki, 35 yolun yarısı şiirini daha 15 imde okumuşum ilk kez de şimdi tam da şiirin bahsettiği yaşlara gelmişim. İçimdeki korkuyu anlıyor musun Anne? Neden beni tekrar içine al dediğimi anlıyor musun? İşte böyle titriyor kalbim, korkudan, kötülüğe açılmış bağışıklığım yenik düşer mi diye korkudan, kem gözlerin hırsından, kalemi kırılmış azıklardan, sırtımdan tek tek söktüğüm kazıklardan, izlediğim şu riyakar oyunlardan, cilve ile atılan taklalardan korktuğumdan Anne!
Büyüdüm işte. Senin gördüğün ama benden sakladığın tüm gözleri gördüm, senin duyduğun ama bana duyurmadığın tüm sözleri duydum, hayata her gün yeniden nasıl başladığını merak ederken, ben de her gün yeniden başlayabildim. Ülkemde gördüğüm bunca başıbağlı adama rağmen büyüdüm, onların kişileri gözlerinde büyütmediklerini bildiğim halde büyüdüm.
Sen savaş dedikodularına sığınak arıyorken ben büyüdüm. Kapat şu müziği Anne, dışarıdaki pis uğultuyu ben duymayayım diye bastırmaya çalışma, sandıklar oy dolmuş, yürekler kar tipine geçit vermiyor Anne. Ben büyüdüm, tüm bunları belledim. Korku, sadece çocukların değilmiş anladım. Korku hepimizinmiş, 85 yaşındaki için, 35 yaşındaki için, 5 yaşındaki için, Korku cümlemiz içinmiş Anne. Elimize verilen okların yayına sevdiğimizin bedenini koymuşlar, oku atıp onu acıtmamızı istiyorlar, biliyorum büyüdükçe de bir oka yay olacak herkes, alışamadım bu duruma Anne. Yüreğimize Allah eli ile konulan güzelliğin, insan eli ile yok edilmesine alışamadım…
Bak işte büyüdüm Anne, gördüm ki, tüm büyükler acı içinde, tüm büyükler telaş içinde, tüm büyükler kırışmış Anne… Tüm büyükler nedenli olarak küçülme peşinde, tüm fazlaları nedenli olarak azaltıyorlar, Anne. İçimde bin tane mum vardı, bir tane kaldı, sana ayırdım Anne. Neyse ki teknoloji kalbime giremedi de sana ve tüm sevdiklerime sevgimi ellerimle götüreceğim Anne. Ne bir mesaj, ne bir dürt, ne bir tivit, ne de bir durum olarak gelmeyeceğim size, tek tek sözcükler ile, tek tek yaktığım ışıklar ile geleceğim…
Şimdi bu yazıyı bana mı yazdın diyeceksin, yok yok senin başlığında ama sevdiklerime, bildiklerime, gördüklerime, duyduklarıma, eşsiz ruha sahiplere, pisliklere, hak yemişlere, hor görmüşlere yani Alayına Anne!…
Ne düşünüyorsun?
Düşünceni duymak güzel olurdu. Yorum bırak.