Her gün daha güçsüz, daha enerjisiz, daha dirençsiz insanoğlu ile karşı karşıya kalıyoruz. Özenle şişirdiğimiz balonların havasını birileri çaktırmadan indiriyor. Yüzümüze esen rüzgar aslında bizim farklı zamanlarda üflediğimiz nefeslerimiz…
Her gün dana bitkin, daha yılgın daha yıkkın hissediyoruz kendimizi. Biten bulgurun şişesi kadar BOŞ duruyoruz. İçimizi boşaltıyorlar heyhat! Bir Nazım da yok ki, suratımıza KORKAKsın desin, suratımıza KOYUN gibisin desin, suratımıza ŞARABINI VERMEK İÇİN ÜZÜM GİBİ EZİLİYORSUN desin… Nazım da yok ki!…
Yani bu öğrendiğimiz Çaresizlik bilinçli, öğrettikleri Çaresizlik bilinçli, bizden çocuklarımıza bulaşan Çaresizlik bilinçli, genlerimize kadar işleyen Çaresizlik bilinçli, işte böyle onu büyük harf ile başlatmam bilinçli, yani bizim şu yaşadığımız kıyamet senaryosu ile kendimizi Çaresiz hissetmemiz bile bilinçli. (!)
Birileri sürekli bize, sen bunu yapamazsın, bunu hiç yapamazsın, bunu hayatta yapamazsın diyerek, inancımızı yitirmeye çalışıyor. Belli başlı sevdiklerinin, belli başlı yeteneksizlerin, belli başlı beceriksizlerin ilerlemesi, hız alması için özenle savaşıp, bizim gibilerini köreltmek niyetindeler. İçimizdeki ışıkları, çok ışıklı olduklarını savunarak söndürme eğilimindeler. Bizim ışığımız size yeter demeye getirmedeler. Ve daha neler neler…
Çaresizliği bünyemize belletme peşindeler. O lafı etme ucu bana değer, bu lafı söyleme soluğun kodese değer demekteler. Çektiğimiz aşk filmlerine ön yargıları ile müdahale etmekteler. Aşk’ın kıyametinin geldiğini söylemekteler, kalbimize bekaret kelepçesi takma derdindeler. Rengimizi koyultmak için güneşi tepemize indirmekteler. Isınmamız için değil, sevinmemiz için değil, daha karanlık olup ışımamamız için, onların pis suratlarından daha aydınlık durmamamız için, güneşi bile kötü işlerine alet etmekteler.
Çaresiz kaldığımız bilgisini ilkokul müfredatına kadar indirip beynimizin içine temelden sokma fikrindeler. Örfümüzün adetimizin değerini unutturup başka ülkelerden yeni örfler ithal etmekteler. İneğe tapmamız gerektiğini, eski şeyhlerin eteklerine dudaklarımızı değdirmemizi istemekteler. Toplucası ; Hepimizin yapıp-etme gücünü sıfıra eşlemekteler.
Yani, bugün Çaresizce gördüğüm gerçeklerden seni de haberdar etmek istedim. Bizi zorla güçsüz, zorla yorgun, zorla kabiliyetsiz, zorla aşksız, zorla sınırlı, zorla kısıtlı, zorla inançsız, zorla hileci, zorla zorba yapmak istediklerini sana da söylemek istedim. Senin, minik bir yerden, kendi ailenden başlayıp, akünün + kutbunu da – kutbunu da Aşka, bilgiye, sevgiye bağlamanı istediğimi söylemek istedim.
Ne düşünüyorsun?
Düşünceni duymak güzel olurdu. Yorum bırak.