Kendi kendine sevdi kalbim seni…
Düşünüyorum ama o halde varım demeyeceğim. Yani felsefeyi artık bu kadar ucuz kullanmak istemiyorum. Bir filozoftan bir cümle söylüyorum diye felsefi kategoride yazamam. Yok o kadar da değil!
Düşünüyorum da yine insani ilişkiler, insani hayatlar , insani davranışlar üzerine…
Bir gerçeklik tuttum yine somut somut ellerimle.
Birisini kendiliğinden sevdiğime, birisini de kendi çabam ile sevdiğime karar verdim.
Ciddi bir fark buldum bu ikisi arasında. Hani küçüklükten beridir şöyle bir ayrım yaparız çocuklarımız hakkında. Bu zekidir, bu da çalışkan. Çoğu zaman hangisinin hangisinden üstün olduğuna karar veremeyiz. Bazen zeki olmak yani çok çalışmadan bilmek, öğrenmek ve uygulamak üstün durumda iken, bazen de çalışarak edinmek gözümüze yüksek görünür. Çünkü bir çaba vardır. Kendiliğinden bilme eylemi gerçekleşmemiş, bir kere denince anlaşılmamış, defalarca çalışılmış, zaman harcanmış, kahve yutulmuş, uyku bölünmüştür.
Yani aslında ben zeki insanları kıskansam da çalışkan olmaya daha çok ehemmiyet veririm.
Şimdi buradan lafı kalbimize getireceğim. Eee ben sevgi demeden edemem, kalp demeden, yürek demeden, gönül demeden edemem. Hissiyatın vuku bulmasını beklemeden edemem.
Şimdi diyorum ki ;
Hayatımda bi çok sevdiklerim var ama böyle gönülden, ben bir şey yapmadan, sevmem emredilmiş gibi sevdiklerim, sanki aynı anda düşmüşüz de ana rahmine gibi, avucumdaki bir çizginin devamı onun avucunda gibi…
Buna karşılık,
Hayatımda bi de sevdiklerim var ama onları sevmem için bir çaba göstermişim gibi. Birileri bunu seveceksin alıştır kendini demiş gibi, seveyim bari der gibi, gözlerinin içinden anlamam, bana vermek istediği mesajı söylemeden bilemem, kalbimdeki müneccimleri onu bilsinler diye kullanamam…
Yani çok sevmek tıpkı zeki olmak gibi sevmek ise çalışkan olmak gibi…
Ama bu bağlamda benim için değerli olan kalbi verilerimle sevdiğim kişinin sevgisidir. Çünkü o sevgide emin olmam gereken şey, karşı tarafında seni aynen, tıpkı senin gibi sevdiğidir. Yani sen onu ne derece seviyorsan o da seni o derece çok seviyordur.
Çünkü onu, sen değil kalbin kendiliğinden sevdi…
Ne düşünüyorsun?
Düşünceni duymak güzel olurdu. Yorum bırak.