Bazı zamanlar gerçekten her şey anlamsız görünüyor gözüme. Yani aklınıza gelebilecek her şey. Ne bileyim çok sevdiğim birinin yazıları, çok sevdiğim bir adamın şarkıları, çok sevdiğim bir adam, çok sevdiğim bir kadın, çok sevdiğim bir duygu, çok sevdiğim bir ruh durumu …
HERŞEY Anlamsız görünüyor.
Biliyorum size de oluyor. Bazen hiçbir şey okumak istemiyor, hep konuştuğunuz biri ile konuşmak istemiyor olabiliyoruz. Kendinizi yerli topraklarda hissetmemek, herkesin bildiği dili bilmemek istiyor olabiliyoruz.
Bazen anlamsız, manasız ve maksatsızca dışa kapalı olabiliyoruz. Ama neden? Yani ben burada böyle olduğumuzu söyleyip bir neden vermezsem ve hatta sonuca doğru gitmezsem bu yazıyı okumuş olmanızın hiçbir anlamı olmayacak!
Ben düşündüm ki,
anlamsızlık insana özgü,
manasızca durağan kalma hali insana özgü,
aptalca yenildiğini düşünme durumu insana özgü bişey. ( Bişey yanı arada “r” olmadan söylemek istediğim bikelime. )
Ama neden?
Şimdi burç yorumcusu ablalar der ki; bu hal Jüpiter geri gidip, Uranüs biraz kendini ittiğinde, Mars da Ay’ın ardına geçtiğinde oluyor derler ve bizi inandırırlar. Ama ben burçlardan anlamam ve burçlara inanmam ki…
Şimdi yaşam koçları, hayat ustaları, rehber öğretmenler der ki; bu halin hızlı bir çözümü var hemen arayınız, beraber atlatalım derler ve bizi kendilerine sevk ederler. Ama ben koçluğa hala ısınamadım ki…
Şimdi güzel enerji, iyi niyet, olumlu düşünme ustaları derler ki; bu hal insanı kaplayan kötü enerjilerin bir sonucu, gelin de evrene olumlu enerjilerimizi sunalım derler. Ama ben enerjimi boşuna evrene yollamam ki…
Ben tam anlamıyla keskin bir neden bulamıyorum bu duruma. Ama çözüm için nefis bir ilaç önereceğim.
Şu an Mevlana’nın ruhu yanımda. Bak diyor ki;
Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benzeyen benliğini yakıver…
Yani hepimizde çoğu zaman beliren bu karanlık ruh hali dışarıdan görülen suretimize öyle bir yansıyor ki, bazı günler zifiri karanlık gözükebiliyoruz. İşte bu anlar size bahsettiğim anlamsızlığın dibinde uyuyakaldığımız zamanlardır. İstiyorum ki hiçbir şey anlamını yitirmesin ne beynimizde ne de kalbimizde. Ola ki bir sebep ile ışığının parlaklığını yitirdin, en sevdiklerinin gözündeki manasını kaybettin işte hemen koş Mevlana’ya. O senin hem astroloji hocan, hem dini liderin, hem buda’n, hem de yaşam koçundur. Üstelik oldukça ücretsiz….
Ne düşünüyorsun?
Düşünceni duymak güzel olurdu. Yorum bırak.