Dikkat et!
Alırlar!
Ne kadar tutarsan tut sevdiğini, bildiğini, umduğunu, sandığını elinden alırlar!
Yok yok maskeleri falan yoktur senin görüş mesafenin içinde. Yok yok kucaklarında el bombalarının otura durduğunu anlayamazsın. Yok yok kokularının içine zehir karışmamış ve hatta misk ile dolanırlar da ciğerlerinde ‘güzellik’ soluk alır sanırsın!…
Ne kadar tutarsan tut, ne kadar benimdir dersen de, alırlar sardığını. Senin kollarının içi geniş diye kıskanırlar ya da yüreğinin kenarları çeperli diye, ya da kanının renginin fosforlu kırmızısında kalır akılları ya da saçının bir tel örüğünde…
Ne kadar seversen sev alırlar başındaki tacı. Çekerler tereyağının üzerindeki sana ait bir tanecik kılı. Sanma ki severler o gözlerindeki minik çemberi. Sanma ki güzel gelir onlara çevrendeki ahengin değişen sesi. Sanma tamam mı? Bunları böyle sanma!
Kimin ayaklarının altından dünyayı seyrettiğini anlayamazsın. Orası dahi yüksek gelir de korkarsın. Ne kadar aşağıda kaldığını ve aynen bu şekilde devam etmeni isteyenlerin ne kadar çok olduğunu anlayamazsın. Avanslarının senin büyük açıklara ulaşabilmen için verildiğini anlayamazsın. Ülken gibi garip, ülken gibi karmaşık, ülken gibi güzel ama yalnız kalırsın. İçinde bombalar patlar, içinde sevdalar patlar, içinde aşklar patlar, içinde hüsranlar patlar, içinde senler patlar, içinde benler patlar, içinde koca bir Dünya patlar da anlayamazsın!…
Şunu bil ki; canının yanığı, üzerindeki güneş lekelerinden değil, ultraviyole ışıklardan değil, bizzat canının yandığındandır. !
Ne kadar bilirsen bil, cahil kalırsın. Ne kadar birikmiş olursa olsun avuç içi kitapların boştadır zihninin içerisi. Mesela vergileri fazladır sana verilen sözcüklerin, emanet edilen sözlerin telifi aşkındır, sana diye okunan duaların bedava olduğu nidaları laftadır. Yüreğine ayar çektikleri bariz bir yalandır. Sen ne kadar çırparsan çırp, kalbin tozların içinde kalır.
Ne kadar söversen söv yetmeyecek küfürlerin. Cümlesine dart tahtası muamelesi yapacaksın, hedefi ne kadar vurursan vur doymayacaksın. Bitiremeyeceksin ruhundaki öfkeyi, silemeyeceksin gözlerindeki alevi. Ülken gibi garip, ülken gibi karmaşık, ülken gibi yalnız kalacaksın. Güzel ama yalnız…
Ne kadar seversen sev ülkeni ve ne kadar seversen sev sevdiğini, göremeyeceksin sevginin sana geri döndüğünü…
! Bugün hayatı olumlamıyorsam, bu onun da beni olumlamadığı içindir. !
Ne düşünüyorsun?
Düşünceni duymak güzel olurdu. Yorum bırak.