Tamam sakin ol!
Olabilir, bu kalp ağrın sana ettiğim yoğun duanın yan etkisidir. Zaten duanın prospektüsünde yazıyordu. Hafif baş dönmesi, biraz kalp sancısı ve ellerde karıncalanma hissi. Geçecek! Duam sana iyi gelecek ve sevgisiz kalbin sancı çeke çeke sevgi alacak içerine…
Bak benim senin için yaptığım onca güzelliğe,
Sadece sen ıslah ol diye koca bir hapishane kurdum gönlüme. Gir içine, rahat rahat yat uyu, istediğin ranzada besle sevdiğinin yıpranmış resmini. Sadece sen ye bir bölük için yaptığım yemeği, sadece sen iç Membaa’dan getirttiğim nur-i pak suyu.
Yeter ki ıslah ol sevgili!
Büyük suçunun cezasını başkası vermesin, başkası sana zarar vermesin diye, kendi yüreğime inşaa ettim ıslah evini. Bu ne büyük bir inşaattır bilir misin? Kaç ton çimento taşıdı bu zavallı damarlarım, kaç ton demir pompaladı zavallı kalbim.
Ama yeter ki sen ıslah ol sevgili!
Al şu bir tepsi pirinci, içinden siyah taşları ayır at yere, ben süpürürüm yerleri, sen dokunma. O bitince, mercimek gelecek bak önüne. Bütün bu basit dersler, senin koca suçunun karşılığı olabilir mi? İşte sen böyle merhametli bir hapistesin gönlümde. Ruhuma ettiğin tecavüzlerin cezasının patates soymak olduğunu kimseye söyleme. Seni sessizce terbiye ettiğimi kimseye deme. Yeter ki sen ıslah ol sevgili!
Şu bahçedeki ağacı görüyor musun? Bak dallarındaki dilek kağıtlarına, o dilekleri sana yazdım, bir gün hastayım dedin, gittim “Tanrım hasta imiş, iyileştir” yazdım. Bir gün param bitti dedin, gittim “Tanrım parası bitmiş, borç ver” yazdım. Bir gün dudaklarım çatladı dedin, gittim “Tanrım dudaklarına merhem ol” yazdım. Şimdi sen onları tek tek okudukça her kağıtta sevgi yapışacak gönlüne, benim ise mapushane ağırlığı çökecek kalbime…
Ama yeter ki ıslah ol sevgili!
Aslında suçunun da cezanın da sahibi benim. Seni suça bulaştıran da ıslaha zorlayan da benim. Polis zoru ile olmadıkça, kalbime geleceğin yok. İşte bu yüzden yalandan işlediğin suçu çekmeye, hoş geldin gönlüme! …
Ne düşünüyorsun?
Düşünceni duymak güzel olurdu. Yorum bırak.