Bedenimin en ince kemiklerinden ikisine birileri tutunmuş, beraberce “ladeeeees” diyerek kemiklerimi ortadan ikiye ayırıp, kenarlarında kalan etlerimi dişleri ile sıyırıyorlar. Çektiğim acıdan habersizler tabii. Şimdi biri diğerine bir şey verirken “aklımda” demezse, bahsi kaybedecek ve tekrar “ladeeees” diye bağrışacaklarmış. Olan benim incecik kemiklerime olacak. Bir kumar bahsi yüzünden bugüne dek dengemi üzerine oturttuğum kemiklerim hurdaya ayrılacak…
Olmuyor mu?
Bal gibi de oluyor!
Yani bu hazin öyküyü yazanın bir tavuk olduğunu mu düşünüyorsun? Yok canım bu kadar sıradan olma! Bizzat ben yazdım. Zaman zaman yazdım, ara ara yazdım, birileri kemiklerimi lades kemiği diye kullandığında yazdım, önceleri ne güzel etimden, sütümden, kemiğimden yararlanıyor, birilerinde ölüne dek saklı duracak bir his bırakıyorum diye seviniyordum. Ama anladım ki, senin iyi olman ile birilerinin seninle işinin bitmesi arasında çok gerçek bir bağlantı var. Herkesin işine yaradığın kadar iyisin şu hayatta!
Bugün iyi isen, birileri hala seni kullanıyor demektir. Bir gün de kötü olacaksan birileri senin üzerinden alelacele inmiş demektir. Bu bir yasa mı? Hayatımda hiçbir şeyden bu kadar emin olmadım desem seni inandırabilir miyim?
Bu bir kural, bu bir anayasa, bu bir dini kitap, bu bir hakiki öğreti.
Biliyor musun çok iyisin. Neden mi? Çünkü beni okudun, beni anladın, bana yüz verdin. Biliyor musun bundan sonra beni okumazsan çok iyi olmayacaksın. Yani başkalarına göre belki çok iyi olacaksın ama bana göre en iyi ihtimalle “eh işte” olacaksın.
Sana antipatik gelmiş olabilir, hayatında pek çok istisna da olabilir ama ben sana pembe pembe yalanlar söyleyip de seni pamuklara sarmalar sararım masalını uyduramam. Şu yaşadığımız Dünya’nın bazı kuralları var, bazı gerçekleri, bazı bilinmezleri var. Senin bayramının kutlu olması, doğum gününün kutlu olması, kandillerinin kutlu olması bile görece değişen bir mutluluk. Bugün seni kutlayanlar sanma ki hayatının büyük bir bölümü kutlamaya devam edecektir. Yok böyle kalıcı bir mutluluk! Yok böyle hakiki bir sadakat!
Hani anı yaşa diye bir basit öğreti var ya, Anı yaşa bir de senin şu anında olan insanları yaşa, olarak dillendirilmeli. Emin ol ki bazı insanlar da anlık insanlar.
Hadi seni hayattan, insanlardan soğutmayayım, insanların her birinin nankörlüğü olduğunu gözüne gözüne sokmayayım. Ben çok kaliteli insanlar da tanıyorum, kaliteli ama pahalı olmayan. Sana sevgi dolu görünmese de seni hayatının içine bir aldı mı daha tövbe bırakmayan. Sana onlardan çok fazla diliyorum. Sevginin gerçekleşeceği nefis kalpler diliyorum.
Şu yukarıda söylediğim insan tiplerine de bir bakmanı, arkadaş adaylarını ‘arkadaş’ yapacakken, değerlendirme kriterlerine bu görüşleri de eklemeni diliyorum.
Ne düşünüyorsun?
Düşünceni duymak güzel olurdu. Yorum bırak.