Uyanınca, uyumadan önce ne olduğumu düşünüyorum.
Nerede olduğumu,
Nasıl ve kim olduğumu,
Sonra sessizce oturuyor yerine zihnimdeki taşlar.
Bir puzzelın parçalarının ben bulmadan koşa koşa yerlerini bulması gibi.
Her sabah aynı oyun, her sabah aynı yerini bulmaca!
Yaşlıyım.
Grafiğin aşağı bakan okuyum.
Sevgililerim oldu, bitti.
Aşıktım geçti.
Kalıcı sandığım her şey alkolun kokusunda silindi.
Çıkmayan şeyleri seviyorum o yüzden hala.
Çıkmıyor mesela ojelerim, çıkmıyor dudağımın al rengi…
Yaşlıyım evet,
Orta yaş da oldum illaki,
Bilirim en tatlı mevsimlerin yüreğimde gezintisini,
Çok mutlu olacağımı sandığım balayımda bile annemi özlemeyi,
Kendi evimin bulaşığını yıkamayı, burgurun içine istediğim kadar soğan doğramayı,
Kendi çiçeğimin güneşini aramayı,
Sonra kucaklamayı kendi doğurduğum minik yavruyu,
Sevmeyi onu, koklamayı, korumayı kendimden bile, o var olsun diye yok olmayı,
Acımayı onun dizi acımadan, ağlamayı dudakları bükülmeden, gecelerimi ona armağan etmeyi,
İlk sevinmeyi herkesin içinde, gülebilmeyi en acıtan zamanlarımda,
İlk gömmemi yakın ama bana yabancı kişileri,
Sonra bir daha gömmeyi en yakınımdakileri,
Dönmeyi beşiğimdeki feryatlara, dönmeyi altımı ıslattığım umarsamazlıklara,
Bilmeyi kapanların sesini dinleyip, farelerin bir gıdım peynir için ölüşlerini,
Hatırlıyorum beni terk edenleri ve başıma dokunan birkaç vefalı eli.
Yaşlıyım evet şimdi,
Genç de oldum ama illaki.
Kaçtığım oldu bir suçun içinden ben yapmamışım gibi,
Sıvadım, duvarıma sürdüğüm mor renkli boyayı,
Denemiştim, elimdeki izlerden aşk falıma bakmayı,
Sonra denizdeki kabukları sevdiğime toplamayı,
Gittiğim yerlerden topladığım taşlara adını yazmayı,
Hatırlıyorum gol oldu diye sevinmeyi, o görsün diye yalandan bağırmaları,
O tutuyor diye bilmediğim takımları tutmayı.
Sabahlara kadar cep telefonlarının radyosyonunda uyumayı,
Sonra siyah rapunzel saçlı kuzenimle tuttuğum günlükleri,
Onların sadece birbirimizin bildiği yerlerini unutmayı, ezberlemeyi aşklarımız için tuttuğumuz şarkıları,
Babalarımızın evdeki isyanlarına birlikte ağlamalarımızı,
Sofrada önce hamsi görüp sevinmeyi ama yanındaki bulut rengi rakı ile tekrar üzülmeyi,
Sonra kuzenimi gittiği dağlara uğurlamayı, onun arkasından su dökmeme rağmen dönemeyişini,
Çığlıklarımdan takındığım taçları,
Gidişini kuzenimin ve yaşadığım o en erken yasımı,
Hatırlıyorum hepsini.
Yaşlıyım evet şimdi ama,
Çocuk da oldum illaki,
Annemin sütünden ayrılmayı da bilirim,
Göç etmeyi ordan oraya.
Beni esas kim sevecek diye aramayı,
Doğduğum anı değilse de olduğum anları bilirim.
Başıma çarpan ilk plastic topun gözlerimde titremesini,
Kolu kopan ilk bebeğimin yüzümü asıtan hüznünü,
Saçlarımın ilk fönünü, ilk öptüğümü, ilk sevdiğimi, ilk zor diye seçtiğimi,
Boyumum bir arpa uzaması için ettiğim ilk duayı, ezberimde tuttuğum ilk tekerlemeyi,
Elimi yanan sobanın borusunda ilk kez kurutmayı,
Közleri, kömürleri, gözleri, sözleri, gülmeyi, sevmeyi bilirim.
Yaşlıyım ama bilirim her yaşımın içinden endamımla geçmeyi!
Ne düşünüyorsun?
Düşünceni duymak güzel olurdu. Yorum bırak.