Bir sürü güzel şeyin toplamı eşittir MUTLULUK’tur.
İnandın mı?
Bak sana kaç defa söylemeliyim, hayatta senin odandaki gibi tek pencere yok. Tanrı öyle farklı, öyle güzel, öyle çok pencere açmış ki ömrümüze, sen bir tanesinde takılıp kalmışsın. Haydi uyan! İnsanlar artık daha çok para ile, daha çok yeme ile, daha çok gezme ile, daha çok seks ile mutlu olmuyorlar. Biz başarıda çıtanızı yükseltin dedik de onlar yanlış anladılar, 0,25 mg mutluluğu 1 kere yaşadılar mı, 0,50’ye koşuyorlar. Bir kez daha aynı dozda mutluluk için uğraşmıyor kimse. Kendini, sevdiğini, patronunu aynı dozda saadet ile kandıramazsın. Uğraşma!
Bir öpücük verdiysen, bir sonrakinde birbuçuk vereceksin. Gıdım gıdım azalacaksın, gıdım gıdım tüketip, gıdım gıdıp çoğalmaya çalışacaksın!
Napolyon Para, Para , Para demiş diye yıllardır tepesine bindik adamın, sen ne hissiz adamsın dedik, ne paragözsün, ne pislik adamsın dedik ama şu ara Napolyon’u bile özledik. Şimdiki ağalarımız Para, daha çok Para, acayip çok Para diyorlar…
Ama kusuruma bakmayın ben eskiden geldim, size koca bir gerçek diyeceğim, kafanıza şu sehpayı indirmek gibi gelecek ama ne yapayım artık kendimi Mehdi kadar değerli ilan etmeliyim ki insanlık “daha” hastalığından kurtulabilsin.
Bakınız efendim, sizin bu yaşadıklarınız MUTLULUK değil, siz sadece bazı araçlar sayesinde ZEVK içindesiniz. Anlık zevkler peşindesiniz. Mutluluk, sizin bildiğinizin aksine zevklerin ve zevkli anların toplamında değil; acıların, zorlukların, aşmaların toplamında duruyor.
Nasıl mı?
Kendinizi en çok ne yaparken mutlu hissettiğinizi düşünmenizi değil, en çok hangi zaman diliminde, hangi koşulda, hangi durumda iken mutlu olduğunuzu düşünmenizi istiyorum. Mutluluğu anlık zevklerinizle karıştırmayın. Mutluluk, zaman ister, emek ister, deneyim ister.
O yüzden derim ki insanın sevdiği işte yoğunlaşması, sevdiği işte bir ömür çalışması bile tek başına mutluluk için yeter. Sen sevdiğin bir iş için emek vermişsin, zaman vermişsin, okumuşsun, anlamışsın ve sonra o iş ile hayatını devam ettirerek ödülünü almışsın, mutluluğa layık olabilmişsindir.
Ya da çok zorlu bir hastalıktan kurtulmuşsundur ve artık her daim mutlusundur. Ben, bazen bir dağcı kadar mutlu olmayı istemişimdir. Zorlukla aşılan, çıkılan dağın zirvesinde olmaktır esas mutluluk. Yani bir dağı aşarken acayip zevk almıyorsundur ama sonucunda acayip mutlusundur.
Bu yüzdendir ki bir ANNE bazen eziyetle emek verdiği evladının mutluluğunu hiçbir şeye değişmez.
İşte böyle.
Sizi biraz ikna edebildiysem ne mutlu. Para ise, insana zevk verir, istediklerini, ihtiyaçlarını giderince de daha fazlası ile daha fazla mutlu olamazsın. Daha fazla zevk alabilirsin doğru ama o da zevk çıtanın yükselmesi demektir ki bu da hep daha fazla zevk isterken mutluluğu kaçırmış olmanıza neden olabilir. !!!
Ne düşünüyorsun?
Düşünceni duymak güzel olurdu. Yorum bırak.