Hiç unutamadığım bir tat,
Bisküviyi süte ezmişler ama sadece o değil gibi. İçine bir şeyler koymuşlar, süt de şimdiki sütlerden değil, bisküvi hiç değil. Bulamıyorum, ağzıma, hafızama gelip duruyor ve beni salıncakta sallanan mutlu bedenime uyandırıyor! Hemen de gidiveriyor, unutturuyor kendini. Ne gelmesine, ne de benden gitmesine engel olabiliyorum!
Böyle güzel hatıraların saklandığı kutuları biri görmesin diye 2 dakikalığına açıp kapaman gibi…
Hiç unutamadığım bir tat,
Kendini tekrarlayan ama yine de özlenen, ne zaman geleceğini bilemediğim, sürpriz ile aniden üstüme yürüyen, yutkunmam esnasında aldığım hazzı çoğaltan, saçma sapan bir anımsama işte. Beynimin neresi, ne tarafı bu işte başrol ise soruyorum ona, nedir benimle derdin? Minicik mutlulukları ara ara zihnime salıp ne yapmaya çalışıyorsun? Hem de şu tarihi zamanlarda! Neye, ne kadar üzüleceğimizi bile kestiremediğimiz zamanlarda, her şıkkın farklı üzüntüler barındırdığı cevapların egemenliğinde iken!…
Bir reset tuşu gibi konumlanmış zihnime, biri basıyor ve başlıyor o bisküvili mutluluk. Zaten mutlu olmak için geniş çim alanlara felan ihtiyacım yok biliyordum da, süte değen bisküvinin de beni mutlu etmeye çalışmasında bir hinlik arıyorum artık! İlahi bir dokunuş, ilahi bir emir sanki! “Buna üzüntü yok, buna mutsuzluk yok, buna derin düşünceler yok…” Sığ mutluluklarla oyalanıp duruyorum işte…
Bak, şimdi yeniden yanımda o tat!
Bak, şimdi de gitti!
Klavyenin 50 tuşuna basarken ben geçti gitti o mutluluk. Anne sütüne mi batırdın ya bu bisküvileri? Kimin sütü bu, çiftliğimiz mi var, onun ineğinden daha yeni sağdınız? Bu bisküvileri tandır fırınında mı yaptınız? Nedir bu tat, bu mutluluk, bu ferahlık? …
Tanrı’m delirme evresinin sinyalleri için teşekkür ederim. 🙂 Bir yandan mutlu olmak, umutlu olmak için kasılan bedenimiz; bir yanda da olağan durumların bunalmışlığında duran kalbimiz! Elimize 10 halka verdiler, yüzde doksan beş ıskayalacağın marlboraları da dizdiler önüne ama sen yüzde beş başarı payın var diye mutlusun!…
Süte değdi bir kere bisküvin ve unutma mutluluk senin içgüdün!….
Ne düşünüyorsun?
Düşünceni duymak güzel olurdu. Yorum bırak.