Bir aydınlık bir aydınlık ki çehren, yarıda bulmalı bu zuhuru evren. Artının eksi ile uyumsuz uyumu gibi bazı cümlelerdeki boşluk sehven. Ne diyelim de bir disko topu kadar ahenkli olalım diye düşünürken, yarım testi aşk dolmuş ağzının içine birden. Şu dünyada bir tombola edecekken, kıçı kırık otuzlu bir rakam kaybolmuş hızla ellerinden. Sağlim mi sağ mı olsa diye karar verecekken, gözlerimdeki hüzzam hüzne tutulmuş aniden. Burası yaz köşesi mi acaba? bi yerlerden gelecek güneş mi değecek tenimize diye düşünürken, solaryum kadar yaktı bedenimi caiz anadanüryen. Yani bu son cümleye kadar okudu isen, esas niyetimizi bulmaya az zamanın kaldı benden. Hakettin oku bakalım şunları zihni sabitken.
Aslında ‘insan’ olmak bir yetenekmiş!…
Kiminde varmış da kiminde yokmuş!
Bir varmış yani bir de yokmuş!…
Profesyonel CV’ler oluşturulurken kazandığın sertifikalardan biri de ‘İNSAN’ sertifikası olmalıymış. İnsan olmayana iş verilmemeliymiş! Kişi, vicdan sahibi bir ‘insan’ olduğunu yazılı olarak beyan etmeliymiş! Meğer Deccal içimizdeki imiş. Hergün aldığın nefesin ucunun değdiği bir cibilliyetsizmiş.
…
Diyecektim de,
Baktım şöyle bir evrene, ne uğraşıyorum ki kendisi ile. Bir bardak dolusu Çile!… Biter bir gün afiyetle!… 🙂
ibrahim bölükbaşı
sevgili hocam uzun zamandır yazamadım umarım iyisinizdir son yazınızda değindiğiniz konu: insanın cibiliyetsizliği ile ilgili tabi yanlış anlamadıysam tabi insanlık tarihi boyunca yani habil ile kabil den sonra hep insan insandan zarar görmüş acı çekmiş işkence görmüş ve diğer insan insana olmadık akla gelmedik zulüm yapmış bu yetmemiş öldürmüş kabil habili öldürmesi de hakkına razı olmamış kardeşi habili öldürmüş ve insanlık o gün bugün haksızlık zulüm devam etmiş olup malesef bütün güvenlikçi tedbirler araştırmalar vs ancak kesin bir çözüm olmamış umarım bütün insanlık huzrlu mutlu olur dileğimle sevgilerimle
Duygu Can
İbrahim bey değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. İnsan olmanın kuralları delindi, yırtıldı. Dilerim yeniden vücut bulur insanlık. 🙂 sevgilerimle,