Her şeyi “normal”leştiren psikologların düzenli aralıklar ile psikolojik destek almasının gerektiğini düşünüyorum. Yaşadıkları normallik sendromunun da “normal” olduğunu yine bir meslektaşlarından duyacakları için normalüstü bir yaşantının içine sürükleneceklerdir. Yani bazı yaşantılar, “a-normal” ama bunun üzerine söylenen her söz “normal” dir. Bazı “a-normal” şeyler hisseden kişiler aslında “a-normal” derecede “normal”dir. Şimdi bu kelimelere bakışınız ve bakamayışınız değişti değil mi?
Bir psikolojik destek almak istiyorsan, kendine dön ve de ki; “Her şey geçecek, bu yaşadıkların çok normal” .
Bunu her uyandığında, kendini bunalıma her sürüklediğinde söyle, tekrar tekrar söyle. Bıkmadan söyle, usanmadan söyle. Sonra sonra çehrenin normalleştiğini ve a-normal hislerinin zamanla kalbinde kabul göreceğini anlayacaksın. Psikolojik destek dediğin şey, senin kendine söylemediğin ya da kendine söylerken yeterli cesareti bulamadığın zamanlarında oluşmuş bir ihtiyaçtır. Yoksa her kişi, şu an kendini içine attığı psikolojinin farkındadır. Neden böyle hissettiğini, neden acı çektiğini, neden gülemediğini, neden bazı kimselere güvenemediğini, neden hayatı kavrayamadığını, neden kopmaya meyli olduğunu, neden içinde yaşadığı bulutların mavi renginin azaldığını, neden oksijensiz de yaşayabileceğine kendini inandırdığını, neden bir süreliğine kendisini eşsiz bir yalnızlığa mahkum bıraktığını, neden ihtiyaç duyduğu şeyleri ısrarla reddettiğini, neden tek hissettiğinin “sıkılmışlık” olduğunu ve bunun gibi yaşadığı tüm duygu durum bozukluklarının nedenini/kaynağını bilir. İş ki, yüzünü aynaya çevirip, böyle iken böyle oldu; şöyle iken şöyle oldu diyebilsin.
Senden kaçan gözlerinin bebeklerini suçlama! Şu Dünya, ayı, yıldızı ve güneşi ile bile senden kaçıyorsa, gözbebeklerini bir ceza ile yargılama. Kaçsın, kaçsın ki içinde onu kovalarken bulacağın ‘değer’lerin sayısı artsın! Çünkü çok değerlisin!
Kimse kadar değil, kimseden az değil, kimse ile yarışacak kadar değil, kimsenin görebileceği kadar değil sadece ÇOK değerlisin! Enlemin, boylamın, paralelin, kuzey kutbun, ekvatorun bedeninin tek bir noktasından ölçülüyor. Orası başlangıç noktan! Neresi mi?
Kalbin!
Ona sor!
Ne hissediyorsan, ne istiyorsan, neyi plansız olarak seviyorsan, kendine neyi hak görüyorsan, neyin peşinde ayak izlerini bırakmak istiyorsan, ne için bugüne kadar bildiğin herşeyin üzerinden bir bir geçiyorsan, neyin sendeki güzelliği bold harfler ile gün ışığına çıkarmasını istiyorsan ona doğru yönel! İçinde durduğun hüsran, buhran ve bunalım senin gülen yüzünden korkacak ve kendine yeni “korkak”lar arayacaktır. Psikolojik destekçiler de yeni kişilere, yeni standart-kalıplar ile (!) “normal” cümleler kuracaklardır.
Cemile
“Kimse kadar değil, kimseden az değil, kimse ile yarışacak kadar değil, kimsenin görebileceği kadar değil, sadece ÇOK değerlisin!” öyle güzel ki; her insan kendine bu gözle bakabilse, varlığına ve sahip olduğu değerlere inanabilse, önce kendine güvenebilse keşke, inanıyorum ki ne desteğe ihtiyacı olacak ne destekçiye, yaradanımız ihtiyacımız olan herşeyi vermiş bize, çok güzel ve önemli bir konu sevgili Duygu hanım, emeğinize sağlık, güçlü kişiliğiniz ve kocaman yüreğinizle yolunuz açık olsun sevgiyle
Duygu Can
Cemile hanım çok teşekkür ederim, yazıdan etkilenip benimle paylaştığınız için. Hayatta yaşadığımız her şeyde motivelere ihtiyaç duyuyoruz, bu ihtiyacı da hiç bir güçlü yanımız ile tamamlayamıyoruz. Sizin sözcükleriniz ile benim kalbimdeki heves büyüdü. Evet çok değerliyiz, öncelikle biricik ve eşsiziz. Dilerim siz ve sevdikleriniz sizin değerinizin farkındadır. Sizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum…